Babadan oğula bir esnaf  lokantası Aşçı Ahmet’in Yeri
2 mins read

Babadan oğula bir esnaf lokantası Aşçı Ahmet’in Yeri

Manisa-İzmir arası tünelden sonra 20 dakika desem yeridir. İzmirliler için şahane bir gezi rotası aslında. Ben ara ara gidiyorum Şehzadeler şehri Manisamıza. Ama biliyorsunuz gidince de ille bir lezzet mekanına uğruyorum. Son Manisa seyahatim de öyle oldu. Sevgili abim Turgay Kılınç’la birlikte önce şehri gezdik ardından da doğruca yemeğe… Turgay abim, “Gelmişken bi Manisa kebabı yiyelim” dedi. Ben burun kıvırınca, senin aklımda kesin bi yer var, diyerek kararı bana bıraktı. Çarşı içinde, arastada bir dükkan gittiğimiz. Baba oğul işletiyorlar. İşlevini, samimiyetini kaybetmemiş bir esnaf lokantası burası. Aşçı Ahmet’in yeri. Çiftçi çocuğu Ahmet abi. 11 yaşından beri lokantacılık işinin tam göbeğinde. İlk açtığında istasyondaymış dükkanı. Son 23 yıldır arastada hep aynı yerde. Yeni yerlerine taşındıktan sonra oğlu İlker’de babasıyla çalışmaya başlamış. Burası tam bir babadan, oğula dükkanı. Ahmet abi de, oğlu İlker’de çok samimi insanlar. Elleri de çok lezzetli. Şu anda sayamayacağım kadar çok yemek çeşitleri var. Bizim gittiğimiz gün yoktu ama her salı günü yaptıkları “Çingene Köftesi”ni kesinlikle denemelisiniz. Dana kavurma, sarma ve mevsiminde yaptığı zeytinyağlıları da enfes. Muhabbeti de yemekleri kadar güzel Ahmet abinin. O tezgahını yerleştirirken, biz hangi yemeği yiyeceğimize karar vermeye çalışıyoruz. Aslında bütün tezgahtan canımız çekiyor fakat iki yemek söyleyelim keyfini çıkaralım kararımız var Turgay abimle. Biz o mu, bu mu, diye düşünürken Ahmet abi “Hadi geçin siz masaya, önden dana kavurma, sonra da bi kuzu gerdan göndereceğim” deyip tartışmaya son veriyor.  

Turgay abim üzerinize afiyet kavurma türü yemeklerle çok ekmek yiyor. Ama güzel de oluyor be! Ben de ona uyuyorum. Kavurma öyle güzel ki, tabağı güzelce sıyırıp teslim ediyoruz ustaya. Ardından gelen gerdan da bi o kadar lezzetli. Abim ona da ekmekle dalıyor ama Allahtan ben müdahale ediyorum da, ekmeksiz, sağlıklı bi şekilde mideye indiriyoruz gerdanı. Yemek boyunca fırsat buldukça yanımıza geliyor Aşçı Ahmet. Anlatıyor da anlatıyor tatlı tatlı. Sofradan kalkarken “tatlı” diyor. Muhabbetin yeter ustam, diyoruz. Ve bir sonraki Aşçı Ahmet seyahatini iple çekiyoruz.  

Demedi demeyin, bi uğrayın Manisa’ya bence… 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir